Selçuk yeni evlenmişti...
Kapı çalar. Selçuğun eşi kapıyı açar. Gelen Selçuk'un babasıdır. Gelini tarafından içeri buyur edilen adam içeri girer ve baş köşeye oturur. Babasını karşısında gören Selçuk, şaşkınlık ve merak karışımı bir bakışla'hoş geldin baba' der.
Oturmadan bana bir beyaz kağıt ile bir silgi getir. Der. -Kağıt, kalem mi? Ne yapacaksın ki? -Getir sen, anlatacağım. Der gözlerini kırparak… Olan bitene anlam veremeyen Selçuk, önce eşine sonra babasına baktı ve koşar adımlarla babasının istediklerini getirmek üzere odayı terk etti. Odada sessizlik hakimdi. Sessizliği Selçuk ‘getirdim’ demesi bozmuştu. -Gel otur yanıma. Dedi babası. Başını onaylarcasına sallayan Selçuk, hızla babasının yanına oturdu. Bir elinde kağıt, bir elinde kalem, meraklı gözlerle babasına bakmaya başladı. Babası; -Yaz. -Ne yazayım? -Aklına gelen bir şey yaz.