Her sabah aç karnına 2 bardak su için ve her gün düşündüğünüz pozitif bir niyeti suya okuyun. Ve o niyetlerinizi suya yükledikten sonra yavaş yavaş için. Suyun hafızası vardır ve hücreler arası bilgi alışverişini sağlar.
Bizim suyla temasımız anne karnında başlar, anne karnına ilk düştüğümüz anda bir çok yaşamsal fonksiyon için bebeğin su kesesine ihtiyaç vardır. Bu da suyun hayatımız için ne kadar önemli olduğunu anlatan güzel bir örnektir.
Suyun hafızasına gelince; mesela zihninizden ”bütün korkularım, kuşkularım arınsın bedenim bunlardan temizlensin” diye geçirip suyu içtiğinizde, şifa özelliği taşıyor. Bu sözlerle suya frekans yüklemiş oluyorsunuz. Ve suya doğru bakarak bunlar söylendiğinde kayda alınıyor. Ve bütün bunlar düşünülerek içildiğinde, bedenin ihtiyacı olan bir hale bürünüyor.
Şifa bulmak, huzura kavuşmak, dertlerden kurtulmak için önce derin bir nefes alarak sonra da bu düşüncelerle suyu içebiliriz.
Japon Bilim adamı Masaru Emoto ”Suyun Gizli Mesajı” adlı kitabında suyun söylenen sözlere, dinletilen müziğe, hissedilen duygulara ve gösterilen görüntülere göre nasıl bir değişim gösterdiğini su kristali fotoğraflarıyla gözler önüne seriyor.
Bir çok medeniyet suyun şifalandırıcı gücünden yararlanmış, her çağda suya bir anlam yüklenmiş. İnsanlar denizlere dileklerini yazıp bırakmış, Hıdırellez’de gerçekleşsin diye yazılanları akan suya atıp, dileklerinin gerçekleşmesini beklemiş.
İnsan bedeninin %70’i sudur. Sağlığımızı, hayatımızı, şeklimizi biz oluştururuz. Bu yüzden içtiğimiz suya güzel sözler söylemeyi, pozitif niyetlerle güne başlamayı, teşekkür etmeyi eksik etmeyin ve hemen yanınızda ki mucizenin farkına varın.